Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sanat Tarihçisi, Arkeolog, Müzeci, Ressam, Mimar Osman Hamdi Bey tarafından 1882’de Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane adıyla kuruldu ve 2 Mart 1883’te 8 eğitmen ve 20 öğrencisi ile öğretime başladı. Türkiye’de kurulan ilk Sanat ve Mimarlık yüksekokuludur.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarihi, Bugünü

1883’de Sanâyi-i Nefîse Mektebi, Arkeoloji Müzesi’nin karşısındaki binada, sekiz kişilik öğretim kadrosu ve yirmi bir öğrenci ile Resim, Heykel ve Mimarlık öğretimine başladı. Başlangıçta Ticaret Bakanlığı’na bağlı olan kurum 1886’da Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
1914’de Kadın öğrenciler için sadece resim ve heykel bölümlerini kapsayan İnâs Sanâyi-i Nefise Mektebi öğretime başladı.
Türkiye’de ilk sanat ve mimarlık yüksek okulu olan kurum, 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi adını aldı ve böylece Türkiye’de akademi unvanını alan ilk yükseköğretim kurumu oldu.
Güzel Sanatlar Akademisi, 1969’da bilimsel özerkliğe kavuştu. Kurum bundan sonraki etkinliklerini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi adı altında sürdürdü. Daha önceleri İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, sonradan da Atatürk Kız Lisesi olarak kullanılan Adile Sultan Sarayı, Güzel Sanatlar Akademisi’ ne verildi. Akademi’nin yanybaşında bulunan bu binanın restorasyonu ve araya inşa edilen kütüphane aracılığıyla ana bina ile bütünleştirilmesi 1975 yılına kadar sürdü. Bina bu tarihte öğretime açıldı. Türk Film Arşivi, Güzel Sanatlar Akademisine bağlanarak, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Film Arşivi adını aldı.

Üniversiteye Dönüşmesi

Kurum, 20 Temmuz 1982’de üniversiteye dönüşerek Mimar Sinan Üniversitesi adını aldı. 2004’de adına güzel sanatlar kelimeleri eklendi.
Bugün, merkez kampüsü İstanbul Fındıklı semtinde bulunan devlet üniversitesi tarihi mimari yapısıyla, uygulamalı atölye dersleri ve köklü tarihi ile İstanbul’un gözde okullarından biri olarak eğitim vermeye devam ediyor.

Güzel Sanatlar Üniversitesi Bölümleri

Sinema ve Televizyon, Sanat Tarihi, Tarih, Mimarlık, Türk Dili ve Edebiyatı, Endüstriyel Tasarım, İç Mimarlık, Matematik, Sosyoloji, İstatistik, Şehir ve Bölge Planlama, Arkeoloji, Felsefe, Fizik, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım, Mimari Restorasyon, Giyim Üretim Teknolojisi.

Üniversite güzel sanatlar alanında eğitim almak isteyen birçok gencin hayalini süslemektedir.

İstanbul Modern

İstanbul Modern

Türkiye’nin sanatsal yaratıcılığını ve kültürel kimliğini ulusal ve uluslararası sanat ortamıyla paylaşmak amacıyla 2004 yılında Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak kurulan İstanbul Modern, disiplinlerarası etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

İstanbul Modern Sanat Müzesi Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Türkiye’nin modern ve çağdaş sanatlara adanmış ilk özel müzesi olan İstanbul Modern, halk arasında sanata olan ilgiyi artırmak amacıyla 2004 yılında kuruldu. İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında yer alan müze, kısa sürede her yaştan ve her türden insanın bir araya gelerek kültürü günlük yaşamlarının bir parçası haline getirdiği çok boyutlu bir merkez haline geldi.

Müzenin tohumları, 1987 yılında, 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri’nde, bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul Bienali’nde atıldı. Serginin İstanbul sanat ortamına getirdiği ilgi ve dinamizmden etkilenen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İstanbul’da daimi bir modern sanat müzesi kurmak üzere harekete geçti.

Uzun bir arayış sonrasında Haliç’te, 19. Yüzyıl sanayi alanı olan Feshane, çağdaş sanat müzesine dönüştürüldü. Bina, 1991 yılında 3. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı, fakat uzun vadeli proje gerçekleşemedi. O günden bu yana pek çok projeyle İstanbul’da bir modern sanat müzesi düşünün gerçekleşmesi denendi, ancak uygun bir mekân bulunamadığından girişimler sonuca ulaşamadı.

Proje, 2003 yılında 8. İstanbul Bienali’nin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nin yanında yer alan dört numaralı gümrük antreposunu ana mekânı olarak kullanmasının ardından yeniden gündeme geldi.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan antreponun daimi olarak kullanılmasını onayladığında, müze projesinin önündeki ana engel kalkmış oldu. T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük antreposu olarak inşa edilmiş olan 8000 m2’lik bina, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından, tam donanımlı, modern bir müzeye dönüştürüldü.

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak 14 yıl boyunca faaliyetlerini bu binada sürdüren İM, Mayıs 2018 itibariyle Beyoğlu’ndaki geçici mekânına taşındı.

Meşrutiyet Caddesi’ndeki tarihi Union Française binası, İstanbul Modern’in Galataport sahası içinde yer alan ve müzenin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu ile ana sponsoru Doğuş Holding – Bilgili Holding’in ortaklaşa katkısıyla yapılacak yeni binası tamamlanana kadar tüm faaliyetlerini eksiksiz olarak sürdüreceği bir biçimde hazırlandı.

İstanbul Modern Sanat Müzesi Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Modern Sanat Müzesi Mimari Yapısı, İç Mekanları

İstanbul Modern’in 3 yıl boyunca faaliyetlerini eksiksiz olarak sürdüreceği geçici mekânı, kültür ve sanatın kalbi Beyoğlu’nda yer alıyor. Meşrutiyet Caddesi’ndeki Alexandre Vallaury imzasını taşıyan Union Française binası,19. yüzyılın sonunda İstanbul toplumsal hayatında önemli bir grup halini alan Fransızlar için lokal olarak inşa edilmişti. Bina şu anda müzenin geçici mekânı olarak sanatseverlere hizmet vermektedir.

İstanbul Modern Sanat Müzesi Eserleri

Müzede 1950 sonrası Türkiye sanat ortamındaki soyut ve figüratif resmin gelişimi, kronolojik bir akış içerisinde, ikonik örnekler üzerinden sunuluyor. Koleksiyonu geometrik ve lirik bir yaklaşım ekseninde temellenen soyut resmin Anadolu ve İslam kültüründen beslenen görsel ve düşünsel etkilerini görünür kılıyor. Koleksiyon figüratif resmin toplumsal gerçekçi örneklerinden 1970’li yılların Yeni Figüratif yaklaşımlarına ve 1980’li yılların dışavurumcu ve kavramsal örneklerine, çağdaş sanat dünyasının doğa ve çevre üzerinden şekillenen farklı yapıtlarını bir araya getiriyor. Müze resim, heykel, video, fotoğraf gibi farklı disiplinlerde doğanın kültürel yansımalarının izini süren, çevre sorunlarına duyarlı sanatçıların yakın dönemde üretilmiş çalışmalarına odaklanıyor. Bu seçim ve sergileme doğanın yitimine, kaynakların tükenmesine ve çevre sorunlarının önlenemez artışına dikkat çekmek isteyen bir yaklaşımla, farklı kuşaklardan sanatçıları bir araya getiriyor.

İstanbul Modern Sanat Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Tam adresi: Asmalımescit Mahallesi Meşrutiyet Caddesi, No:99 Beyoğlu, İstanbul, Türkiye

Metro ile M2 hattını kullnanarak Şişhane istasyonundan, Karaköy’den Tünel tramvayını kullanarak,
Otobüsle Şişhane 1 ve 2 duraklarından yürüme mesafesinde ulaşım sağlayabilirsiniz.

Pazartesi hariç haftanın her günü açık olan müze her yıl 1 Ocak’ta ve dini bayramların ilk günlerinde kapalıdır.

Salı – Cumartesi : 10:00 – 18:00
Pazar : 11:00 – 18:00

Giriş ücreti Tam: 35 TL
İndirimli (Öğrenci, Öğretmen, Emekli ve 65 Yaş Üstündekiler): 20 TL

İstanbul Modern Sanat Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Vatikan Müzeleri

Vatikan Müzeleri

Vatikan Müzeleri

Vatikan Müzeleri, Vatikan Şehri kompleksindeki halka açık sanat ve heykel müzeleridir. Vatikan Sarayı’nın eski kanatlarında bulunuyorlar. Vatikan Müzeleri, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi çeken dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir.

Vatikan Müzesi Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Eserlerin çoğu, Papa II. Julius tarafından toplandı.Ancak Julius’un en önemli katkısı, Rönesans sanatının hamisi olmasıydı. Julius, Aziz Petrus Bazilikası’nı yeniden inşa etti. Michelangelo’nun Sistine Şapeli ve Raphael Odalarını görevlendirdi. 1506’da Vatikan Müzeleri’ni kurdu.
Vatikan’daki eserler, Batı sanatının paha biçilmez güzelliklerini taçlandırıyor. Roma İmparatorluğu’nun yükselişi ve çöküşü, Katolik Kilisesi tarihi ve Rönesans’ın doğuşu hakkında hikayeler anlatan tarihin bir kanıtıdır.

Vatikan Müzesi Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Vatikan Müzeleri aslen klasik heykel koleksiyonları olarak doğdu. Bunun nedeni, Papaların kendilerini Roma tarihinin meşru mirasçıları olarak görmeleridir. Pagan şehri Hıristiyan olmuştu, Augustus ve Trajan imperium’u Katolik ve Apostolik Kilisesi’nin imperium sinüs cezasıyla birleşmişti. Bu nedenle Roma uygarlığının anıtları korundu, korundu ve Tanrı’nın daha büyük yüceliğine ve Kilise’nin onur ve ihtişamına değer verildi.
1506’da Vatikan Müzeleri’nin klasik eserlerinin ilk çekirdeğine ev sahipliği yapan bugün Sekizgen Avlu olan Heykeller Avlusu’dur.

Vatikan Müzeleri Önemli Eserleri

Mısır Sanatı Müzesi, çeşitli sergi salonları arasında sayısız heykel, lahit ve mumya, Mezopotamya çivi yazılı tablet ve mühür örneği sergiliyor. Resim Galerisi ( Pinacoteca ) Giotto, Caravaggio, Beato Angelico, Perugino, Leonardo, Titian ve Raphael’in eserlerini içerir.
Vatikan Saraylarında ziyaretçilerin girmesine izin verilir Raphael’in Odaları , sanatçı tarafından 1508 ve 1524 yılları arasında gerçekleştirilen güzel fresklerle dekore edilmiştir.
Ancak asıl cazibe, aralarında Perugino, Botticelli, Rosselli ve Ghirlandaio’nun da bulunduğu birçok sanatçının katkılarıyla elde edilen harika bir başyapıt olan Sistine Şapeli’dir.
En ünlü katkı kuşkusuz Michelangelo’nun tavanı ve sunağın arkasındaki Son Yargı ile birlikte yaptığı resimdir.
Sistine Şapeli, sadece muhteşem dekorasyonuyla değil, aynı zamanda Papalık Toplantısının yapıldığı yer olmasıyla da dünya çapında tanınmaktadır.

Vatikan Müzeleri Müzesi Önemli Eserleri

Müzenin Mimari Yapısı, İç Mekanları

Mısır ve Etrüsk Müzeleri

Gregoryen Mısır Müzesi ve Gregoryen Etrüsk Müzesi, Papa Gregory XVI tarafından 1839 ve 1837’de Papalık Müzeleri’nin antika koleksiyonunu tamamlamak ve Akdeniz kültürünün gelişimi için çok önemli olan bu iki medeniyete geniş bir bakış açısı kazandırmak için kuruldu.

Pio Clementino Müzesi

Pio Clementino Müzesi, Vatikan’ın Antik heykel koleksiyonunun kalbidir ve bir Sanat Müzesi olarak tasarlanan ilk binalardan biridir. Vakıf, Clement XIV (1769-1774) ve Pius VI (1775-1799) papalıklarına kadar uzanıyor, ancak orijinal koleksiyon, Rönesans’ta zaten ünlü Belvedere avlusunda bulunuyordu. Laocoon, Apollo del Belvedere ve Torso gibi heykeller, nesiller ve nesiller boyunca sanatçı ve uzmanlar tarafından incelenmiş ve güzellik kanonunun Avrupa Sanatına gelişimi için en önemli örnekler haline gelmiştir.

Chiaramonti Müzesi

Chiaramonti Müzesi, adını Papa Pius VII Chiaramonti’den almıştır ve Napolyon’a karşı savaşın dramatik yıllarında 1806’da açılmıştır. Birçok sanat eseri Fransa’ya getirildi ve hatta Papa’nın kendisi bile 1809’da Fransız imparatoru tarafından hapsedildi. Napolyon’un düşüşüyle ​​birlikte, zamanının en ünlü heykeltıraşı Antonio Canova, elinden alınan tüm sanat eserlerinin kurtarılması ve bu yeni salonda sergilenmesi için seçildi. Yaklaşık 1.000 parça antika, Roma portre büstlerinin olağanüstü koleksiyonuna özel bir ilgi gösterilerek nihayet sergilendi.
Yeni kanat, Fransa’nın el koyduğu tüm sanat eserleri Roma’ya geri döndüğünde Chiaramonti Galerisi’ne eklendi. Mimar Raffaele Stern, birincil amacı sanat eserlerinin daha iyi meyvesini vermek olan bir bina tasarladı. Mükemmel doğal aydınlatma, Prima Porta’nın Augustus’u ve Giustiniani Athena gibi başyapıtlara hayran olmaya hala yardımcı olur.

Vatikan Müzesnin Mimari Yapısı, İç Mekanları

Lapidary Galerisi

Lapidary Gallery, 16. yüzyılda Bramante tarafından Papa II. Julius için inşa edilen ve sayısız özlü yazıt koleksiyonundan oluşan bir koridor olan Ambulacrum Iulianum’da sergileniyor. Bölüm normalde ziyaretçilere kapalıdır.

Gregoriano Profano Müzesi

Gregoriano Profano Müzesi, 1844 yılında Gregory XVI tarafından kurulmuştur ve o dönemin arkeolojik kazılarının bulgularına ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle ilginç olan, Yunan orijinallerinin bazı İmparatorluk Roma dönemi kopyaları ve mezar mermerleri koleksiyonudur.

Lapidario Profano eski Lateranense

Lapidario Profano ex Lateranense, 1981 yılında Lateran’daki papalık sarayından transfer edildikten sonra Vatikan Müzeleri’nde sergilenen Roma yazıtlarından oluşan bir koleksiyondan oluşur.

Pius-Hıristiyan Müzesi

Pius-Hıristiyan Müzesi, Roma’daki erken Hıristiyanlık çağının sanat eserlerini barındırmak için Papa Pius IX tarafından yaratılmıştır. Resmi olarak 1854 yılında kurulan Müze, iki yıl önce kurulan Papalık Kutsal Arkeoloji Komisyonu tarafından kazılan sanat eserlerinin hemen sergi alanı haline geldi. Önemli lahit koleksiyonunun yanı sıra “ikonik” Good Shepard heykeli de görülmeye değer.

Christian Lapidarium ve Yahudi Lapidarium

Christian Lapidarium ve Yahudi Lapidarium, her ikisi de Lateran Sarayı’ndaki eski evlerinden Vatikan’a aktarılan iki eski yazıt koleksiyonudur. Roma’daki erken Hıristiyan ve Yahudi dünyasının eşsiz bir “mermer taş kütüphanesini” temsil ediyorlar.

Pinakoteka

Pinacoteca kelimenin tam anlamıyla “boyalı tahtalar için sandık” antik Yunan dilinden bir kelimedir ve Müzenin bu bölümünü mükemmel bir şekilde tasvir eder. Kronolojik olarak dağıtılan 460’tan fazla resim, Hıristiyan resim sanatının orta çağlardan 19. yüzyıla kadar olan gelişimini anlatıyor. Giotto, Fra Angelico, Perugino, Leonardo, Tiziano gibi sanatçıların eserleri ve açıkçası Raphael’in başyapıtları var, örneğin son eseri, Transfiguration ve Peter ve Paul’un hayatlarını belgeleyen muhteşem duvar halıları.

Etnoloji Müzesi

Vatikan Etnoloji Müzesi, kökenini 1925’te Papa Pius XI tarafından düzenlenen geçici bir sergiden alır. Etkinliğin muazzam ve beklenmedik başarısı, Papa’yı onu kalıcı hale getirmeye ikna etti. Koleksiyon günümüzde dünyanın en çeşitli ve kapsamlı koleksiyonları arasındadır.

Araba Köşkü

Araba Köşkü, 16. yüzyıldan modern zamanlara kadar papalık hareketliliğinin tarihini gösterir. Eski lüks arabalar, son yıllarda papalara bağışlanan ünlü arabalarla birlikte sergileniyor.

Hıristiyan Müzesi

Hristiyan Müzesi, şu anda Sistine şapelinden Müze çıkışına giden koridor olarak kullanılan yeni Belvedere Avlusu’nun batı galerilerine dağıtılmıştır. Sergilenen dini nesneler, erken Hıristiyanlıktan modern Katolik dünyasına kadar inanç ve kültür tarihine odaklanmıştır.

Küfür Müzesi, Vatikan Müzesi

Profane Müzesi 1761 yılına kadar uzanır ve halka açılan ilk koleksiyonlardan biridir. Clementine galerilerinde bulunur ve kameolar, fildişi ve bronz gibi Hıristiyan olmayan değerli ürünleri sergiler. Mücevher kuşkusuz, müzenin açılışı için Papa Clement XIII için tasarlanan mükemmel korunmuş bir “eski eserler dolabı” olan Hall olarak adlandırılır.

Aldobrandini Düğününün Odası

Aldobrandini Düğün Odası, adını bir zamanlar Aldobrandini ailesine ait olan ve Roma imparatorluğunun en etkili tablolarından biri olan ünlü Roma freskinden alır. Diğer antik freskler ve mozaikler, bu odayı Romalı sanatseverler için benzersiz bir hale getiriyor. Odadan Aziz Petrus’un kubbesinin muhteşem bir manzarası vardır.

Aziz Peter Şehit Şapeli

Aziz Petrus Şehit Şapeli, Sistine Şapeli çıkışının hemen önünde yer almaktadır. Giorgio Vasari ve öğrencisi Jacopo Zucchi tarafından 1570 civarında boyanmıştır.

Çağdaş Sanat Koleksiyonu

Çağdaş Sanat Koleksiyonu, 1973’te Papa Paul VI tarafından açıldı ve şu anda yaklaşık 8.000 eserden oluşuyor. İzleyiciye antik ve modernin olağanüstü bir karşıtlığını veren, kısmen Papa Borgia’nın muhteşem Rönesans dairesinin içinde yer almaktadır. Van Gogh, Bacon, de Chirico, Chagall, Morandi ve bu 20. yüzyıl sanat koleksiyonunu İtalya’nın en önemli koleksiyonlarından biri yapan diğer birçok sanatçının başyapıtlarını içeriyor.

Vatikan Müzesi

Sistine Şapeli, Vatikan Müzeleri

Sistine Şapeli, muhtemelen tüm İtalyan Rönesansının en görkemli şaheseri ve tüm Avrupa sanatının en önemli sanat eserlerinden biridir. Şapel, Papa IV. Sixtius tarafından yaptırılmıştır ve halen onun adını almaktadır. Şapelin yan duvarlarına Botticelli, Perugino ve Ghirlandaio gibi sanatçılar tarafından 1481-1482 yıllarında fresklenen Musa ve İsa hikayelerinin yer aldığı tabloları da görevlendirdi. Aynı yerde, ancak bir nesil sonra, Roma’da Papa II. Julius tarafından tavan dekorasyonunun komisyonu için seçilecek olan Michelangelo idi. Toskanalı sanatçı, esasen bir heykeltıraş olsa bile, orada en yüksek şaheseri olarak kabul edilen bir fresk resmi yarattı: “la Volta” (tavan), devasa Peygamberler ve Sybil’lerle çevrili Tekvin’in (1508-1512) hikayelerini temsil ediyor. 25 yıl sonra Michelangelo şapelde tekrar çalıştı ve bu kez Hıristiyan Kurtuluş tarihinin sonunu temsil etti: Son Yargı, papa III.

Raphael’in Odaları

Raphael’in Odaları, Papa II. Julius ve haleflerinin daireleridir. Şu anki isimleri, 1508-1524 yılları arasında dört odayı (Konstantin Salonu, Heliodorus Odası, Segnatura Odası, Borgo’daki Ateş Odası) atölyesiyle birlikte dekore eden Raphaël’den geliyor. Proje, çalışma hayatının çoğunu işgal etti ve Yüksek Rönesans tarihinde bir dönüm noktası oldu. Raphael ile sanat, sonunda Antika sanatının ulaşılmaz kalitesine ulaştı ve onu aştı.

Borgia Dairesi

Borgia Apartmanı, İspanyol Papa Alexander VI Borgia için dekore edilmiştir. Amerika’nın keşfedildiği gün Peter’ın tahtına oturan bu efsanevi papa, muhtemelen o tahtta oturan en kötü günahkar olarak da ünlüdür.
Dairelerin altı alanı Pinturicchio (1492-1494) ve okulu tarafından dekore edilmiştir ve sanatının mutlak zirvesidir. Yaldızlı Antik Roma süs motifleri, azizlerin hikayeleri ve Papa Alexander VI’nın şaşırtıcı bir portresi, bu odaların ziyaretini gerçek bir zorunluluk haline getiren parlak ve sarsıcı renklere ustalık becerileri ile detaylandırılmıştır.

Niccoline Şapeli

Niccoline Şapeli, adını Papa Nicholas V’e borçludur ve Beato Angelico tarafından 1448 civarında yapılan fresk resimleriyle tamamen dekore edilmiştir. Şapel, Raphael Odaları ile aynı seviyededir ancak genellikle ziyaretçilere yakındır.

Urban VIII Şapeli

Urban VIII Şapeli, oda Papa Urban VIII’in talebi üzerine sadece 1631’de özel bir şapel haline gelmişse de Rönesans dairelerinde yer almaktadır. Tavan tamamen sıva ve İsa’nın Tutkusu Hikayelerini tasvir eden fresklerle dekore edilmiştir, iki yazar Alessandro Viviani ve Pietro da Cortona’dır, duvarlar ise değerli süslü ve damgalı deri ile kaplıdır.

Immaculate Conception Odası

Immaculate Conception Odası, 8 Aralık 1854’te Papa Pius IX tarafından yapılan Immaculate Conception dogmasının ilanını kutlamak için Francesco Podesti tarafından fresklenmiştir. Dogmanın teolojik yönlerini anlatan güzel resimler, dört duvarı ve tonoz yerde iken, orijinal olarak Ostia antica’dan gelen bir Roma tam renkli mozaiği kuruldu.

Chiaroscuri’nin Odası

Chiaroscuri Odası, ortaçağ sarayının kalbinde yer almaktadır. Raphael tarafından yapılan bir dizi Havariler ve Azizler ile dekore edilmiş ve birkaç on yıl sonra Zuccari kardeşler tarafından şiddetle yeniden boyanmıştır. Raphael’in orijinal bir projesinin ardından Papa Leo X Medici’nin devasa bir arması olan ahşap kesonlu tavan da dikkat çekicidir. Oda genellikle ziyaretçilere kapalıdır.

Vatikan Müzeleri Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Adres : Via Vaticano, 00165 Roma
Vatikan müzelerine yürüyerek, metroyla veya otobüsle ulaşılabilirsiniz. Metro durakları Ottaviano ve Cipro’dur.
Salı’dan Cumartesi’ye, 09:00 – 18:00
Giriş ücreti 17 Euro
Müzeler her ayın son Pazar günü 09.00-14.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Vatikan’da katı bir kıyafet kuralı vardır, şort yok, şapka yok, göğüs dekoltesi yok, çıplak omuz yok. Yazın oradaysanız, klima yoktur ve bunaltıcı gelebilir.

Vatikan Müzeleri Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

​İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi, Yunan, Roma ve Bizans antik eserlerinin önemli ve güzel bir şekilde sunulmuş bir koleksiyonunu içerir. Yakındaki Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile birlikte şehrin en önemli müze cazibe merkezidir ve tarih seven turistler için yapılacaklar listesinde üst sıralarda yer almalıdır.
Osmanlı İmparatorluğu tarihinde ve Türkiye’de ortaya çıkan ilk düzenli müze olma özelliğini taşıyan İstanbul Arkeoloji Müzesi, imparatorluk topraklarından getirilen çeşitli kültürlere ait yaklaşık bir milyon esere sahiptir.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi, Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Osmanlı döneminde tarihi eser toplama merakı Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar gitmektedir, ancak müzelerin kurumsal olarak ortaya çıkışı, 1869 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olarak kurulmasıyla örtüşmektedir. Aya İrini Kilisesi’nde toplanan arkeolojik eserlerin bulunduğu Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin temelidir. Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılan Çinili Köşk, Aya İrini’nin yetersizliği nedeniyle müzeye dönüştürülmüştür. Halen İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin idaresi altında bulunan Çinili Köşk, 1880 yılında restore edilerek kapılarını açmıştır.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi, Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Müzeler ilk olarak 1891 yılında İmparatorluk Kararnamesi ile İmparatorluk Müzesi olarak kurulmuş ve Topkapı Sarayı dış bahçelerinin bir parçasını oluşturmuştur.
1881 yılında Osman Hamdi Bey müze müdürü olarak atandığında Türk müzeciliğinde bir atılım olmuştur. Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Myrina, Kyme, diğer Alolia Nekropolleri ve Lagina Hekate Tapınağı’nda kazılar yapmış ve 1887-1888 yılları arasında Sayda’da (Sidon) yaptığı kazılar sonucunda Kral Sidon’un nekropolüne ulaşmış ve birçok kişiyle birlikte İstanbul’a dönmüştür. Lahitlerin ünlü olanı; Büyük İskender’dir.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Mimari Tarzı, İç Mekanları

İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç ana birimden oluşan bir müzeler kompleksidir. Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi.
İstanbul Arkeoloji Müzesi kompleksindeki en eski yapı (MS 1472) Çinili Köşk’tür. Halen Türk çini ve seramik örneklerinin sergilendiği Çinili Köşk Müzesi, Osmanlı sivil mimarisinin İstanbul’daki en eski örneklerinden biridir.

İstanbul Arkeoloji Müzesi Mimari Tarzı, İç Mekanları

Arkeoloji Müzesi, dünyada o dönemde müze olarak yapılan ender yapılardan biri olarak öne çıkıyor. Neo-klasik mimarinin İstanbul’daki en güzel ve görkemli örneklerinden biridir. Müze girişindeki kapı alınlıklarında bulunan Osmanlı Türkçesi kitabesinde “Asar-ı Atika Müzesi” yazıyor. Kitabedeki tuğra, Sultan II. Abdülhamid’e aittir.
1887-1888 yılları arasında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Çinili Köşk’ün karşısında, ünlü mimar Alexandre Vallaury tarafından yaptırılan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik Binası 13 Haziran 1891’de açılmıştır.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün alt katında 1, 16, 17, 18, 19, 20 numaralı salonlar, üst katta tüm salonlar, Assos Sergi Salonu ve İstanbul Komşu Kültürü: Thrakia, Bithynia – Biyzantium Sergi Salonları zemin katta yer almaktadır. ek bina ziyaretçilere kapalıdır.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Önemli Eserleri

Sidon Kralı Nekropol kazısından İstanbul’a getirilen İskender Mezarı (İskender Lahdi), Ağlayan Kadınlar Mezarı (Yaslı Kadınlar Lahdi), Satrap Lahdi, Likya Lahdi, Tabnit Mezarı, Siloam Yazıtı,Sidamara Lahdi, Pudicitia kılığında Roma İmparatoriçesi heykeli, Mısır-Hitit Barış Antlaşması gibi görkemli eserler sergilenmektedir. Zeus, Demeter, Aphrodite, Artemis, Hera, Apollon, Eros gibi birçok pagan tanrının heykelleri müzede yer almaktadır.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Önemli Eserleri, İskender Mezarı, Lahdi, Lahiti

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Önemli Eserleri, Afrodit Heykeli

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Tam adresi: Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak, Gülhane, İstanbul, Türkiye Fatih semtinin tarihi yarımadası Sultanahmet semtinde yer alan kompleks; Gülhane Parkı’nı Topkapı Sarayı Müzesi’ne bağlayan Osman Hamdi Bey yamacında. İstanbul Arkeoloji Müzesi kompleksine Topkapı Sarayı’nın ilk avlusundan yokuş aşağı yürüyerek veya Gülhane Parkı’nın ana kapısından tepeye yürüyerek kolayca ulaşılabilir.
Müzeye gitmek için Bağcılar- Kabataş Tramvay Hattı’nı kullanarak Gülhane Durağında inmeniz tarihi müzeye yürüyerek ulaşmak için yeterli. Anadolu Yakası’ndan müzeye gelmek isteyenler Kadıköy ya da Üsküdar vapur iskelelerinden Eminönü veya Kabataş iskelelerine gelerek bu noktalardan tramvay hattına geçiş yapabilirler.

Yıl boyu haftanın her günü açık olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Müzekart, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde geçerlidir. İstanbul Arkeoloji Müzesi giriş ücreti, 60 Türk Lirasıdır.

Şu an müze kısmen açık ancak restorasyon sebebiyle ek bina ziyarete kapalıdır.

​İstanbul Arkeoloji Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anadolu uygarlıklarının sergilendiği, kültür etkinliklerin yapıldığı, Atatürk’ün talimatı ile 1921 yılında kurulmuş bir müzedir. Paleolitik Dönemden günümüze kadar tüm uygarlıkların eserlerinin kronolojik olarak sergilendiği dünyadaki birkaç müzeden biridir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Kalesi yakınında bulunan iki Osmanlı binasındadır. Yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han’dır.

Bedesteni, Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından 1464-1471 yıllarında yaptırılmıştır. Yapının herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Saf Ankara giysilerinin burada dağıtıldığı kaynaklarda kayıtlıdır. Binanın tasarımı klasik tiptedir. Mekanı çevreleyecek şekilde tasarlanmış bir dikdörtgeni örten 10 kubbe ve birbirine bakan 102 dükkân bulunmaktadır.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Tarihi, Mimari Yapısı, Eserleri

Tadilat ve onarım çalışmaları tamamlandıktan sonra (1938–1968), bina Ankara Arkeoloji Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Dünyanın en zengin müzelerinden biridir. Bu Osmanlı binası içinde müzede Anadolu arkeolojisine ait çok sayıda sergi bulunmaktadır. Paleolitik çağ ile başlarlar ve Neolitik, Erken Tunç, Asur ticaret kolonileri, Hitit, Frig, Urartu, Yunan, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar kronolojik olarak devam ederler. Ayrıca geniş bir eser koleksiyonu da bulunmaktadır. Altın, gümüş, cam, mermer ve bronz eserlerin sergilenmesi, MÖ 1. binyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. İlk basılan paralardan modern zamanlara uzanan örnekleriyle sikke koleksiyonları, müzenin nadide kültür hazinelerini temsil ediyor.

Merkezi salonda kabartmalar ve heykeller bulunurken, çevredeki salonlar sizi Neolitik ve Kalkolitik’ten Tunç Çağı Asur ve Hitit dönemlerine, Demir Çağı’nın Frig ve Urartu dönemlerine kadar paleolitik dönemden klasik döneme uzanan şaşırtıcı bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Türkiye’nin tarihinin karmaşık dokusuyla başa çıkmak için ülkedeki en iyi yer olan bu sergiler, Anadolu’daki hemen hemen her önemli arkeolojik alandan toplanan eserlere ev sahipliği yapıyor.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eserleri, Hitit Hayvan Heykelleri

​Anadolu Medeniyetler Müzesi Mimari Yapısı, İç Mekanları

Anadolu Medeniyetleri Müzesi 11 alt bölüm ve 3 ana bölümden oluşmaktadır.

Üst salon olarak adlandırılan ana bölümlerden birinde; 8 alt bölüm vardır: Paleolitik Çağ, Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi, Hititler, Frigler ve Urartular. Üst salon, çeşitli eserler ve nefes kesen tarihi özelliklere sahiptir.

Taş Eserler salonu olarak adlandırılan kapalı mekan, müze binasının temeli olan Mahmut Paşa Bedesteni’nin on kubbe ile örtülü dikdörtgen şeklinden oluşmaktadır. Bu bölümde Hitit ve Geç Hitit dönemlerine ait her biri benzersiz olan taş eserler sergilenmektedir.

​Anadolu Medeniyetler Müzesi Mimari Yapısı, İç Mekanları

Alt salon, müzenin Çağlar ve Klasik Dönemlerde Ankara için iki ayrı alt bölümünden oluşur. Bu bölümde Ankara kazılarında elde edilen kalıntılar ile MÖ 1. binyılın ikinci yarısından başlayarak; Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermer, bronz eserler sergilenmektedir.

Kurşunlu Han, tarihi kayıtlara ve sicil defterlerine göre Mehmet Paşa’nın (Fatih veziri) İstanbul Üsküdar’da sadaka vermesi için vakıf olarak inşa edilmiştir. Bir yazıtı yoktur. 1946 yılında yapılan onarımlar sırasında II. Murat dönemine ait sikkeler bulunmuştur. Buluntular, Han’ın 15. yüzyılda var olduğunu göstermektedir. Han, Osmanlı Dönemi Hanlarının tipik tasarımına sahiptir. Ortada bir avlu ve revak yer alır ve iki katlı odalarla çevrilidir. Zemin katta 28, birinci katta 30 oda bulunmaktadır. Odaların batı ve güney yönlerinde zemin katta “L” tipinde bir ahır bulunmaktadır. Han’ın kuzey tarafında 11 dükkân var, Doğu cephesinde 9, bahçe içinde birbirine bakan 4 dükkân. Han, Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış ve 1467’de Mehmet Paşa, vezirliğe terfi ettirilmiştir. Tonozlu çarşı, 1470 yılına kadar görevini sürdüren Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bugün müzeyi oluşturan bu iki yapı 1881 yılındaki yangından sonra terk edilmiştir.

​Anadolu Medeniyetleri Müzesi Önemli Eserleri

Eşsiz koleksiyonu ile müstesna müzeler arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Paleolitik Çağ’dan günümüze Anadolu arkeolojik eser ve eserlerini bünyesinde barındırmaktadır.

Paleolitik Çağ (….8000), Neolitik Çağ (8000-5500), Kalkolitik (Bakır-Taş) Çağı (M.Ö. 5500-3000), Eski Tunç Çağı (M.Ö. 3000-1950), Hititler (M.Ö. 1750-1200), Frigler (M.Ö. 1200-700), Urartu (M.Ö. 1200-600), Geç Hititler (M.Ö. 1200-700)

Tarihi yapıları ve köklü tarihiyle günümüze ulaşan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre’de ilk “Yılın Müzesi” seçilmiştir.

​Anadolu Medeniyetleri Müzesi Önemli Eserleri, Ana Tanrıça Heykeli

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Önemli Tarihi Eserleri, Gemi Maketi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti

Tam adresi: Kale Mahallesi(Mahalle), Hisarpark Geçidi(Cadde), Gözcü Sokak(Sokak) No:2 06240, Ulus, Altındağ, Ankara, Türkiye

Müze, Ankara Kalesi yolu üzerinde yer almaktadır.

Belediye otobüsüne binerek; Ulus Çarşı, Anafartalar, Ulus duraklarından 10 dk. yürüyerek

Batıkent-Kızılay metrosu ile Ulus istasyonunda inip Ulus Çarşı çıkışından 10 dk. yürüyerek ulaşım sağlanılabilir.

Müze yıl boyunca her gün 09:00-17:00 arası açıktır. Sadece dini bayramların ilk günlerinin sabahları kapalıdır. Giriş ücreti 2021 yılı itibari ile 45 TL’dir. 8 yaş altı çocuklar için ücretsizdir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Nerededir, Nasıl Gidilir, Yol Tarifi, Ziyaret Saatleri, Giriş Ücreti