Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey (1842 1910)
Osman Hamdi'nin kişiliği, bilim, sanat ve yorulmak bilmeyen çalışma gücü ile birleşen bir bütün içinde değer kazanmıştır. Sanat sevgisinin ve başarma heyecanının üstünlükle yer aldığı bir mizaç, bütün davranışlarında, kendine güvenli, düşüncelerini çekinmeden açıklayan, inandığını kuvvetle savunan uygar bir insan olarak kendini belli etmiştir. Padişahlık devrinin güç koşulları içinde, bütün güçlüklere göğüs germiş, üzerine aldığı önemli ödevleri başarı ile yürütmüştür.
1842’de İstanbul'da doğmuş olan Osman Hamdi, sonradan II. Abdülhamit devri Sadrazamı olan Ethem Paşa'nın büyük oğludur. Doğduğu şehirde Mektebi-Maarif-i Adliye’de okumuş, henüz on altı yaşında iken (1858), bir ödevle Sırbistan’a ve sonra da babasiyla birlikte Viyana'ya geçerek orada müzeler ve resim sergileriyle ilgilenmiştir. Bu gezi izlenimleri, ömrü boyunca süren bilim ve sanat hayatında çok faydalı sonuçlar sağlamıştır.
Osman Hamdi Bey'in Sanatsal Gelişimi
Batı sanatıyla ilişki kurduğumuz ilk devre içine giren Osman Hamdi, çağdaşları arasında daha geniş alanlarda çalışarak, çok verimli işler başarmıştır. Arkeoloji bilgisi resimden daha az değildi. Resim yapmada gösterdiği titizlik, maddeyi bütün özellikleriyle inceliyerek usta bir işleyişle değerlenen sanatçılığı, arkeolojik çalışmalarında yardımcı olmuştur. Çağdaşı sanatçılar gibi Osman Hamdi de, gelenekçi bir sanat kültürü ile oldukça ilişkili bir sanat formasyonu almıştır. Görüneni resme çevirme amacı güden objektif bir anlayış içinde eserler vermiştir. Realist ve akademik bir karekter taşımasma rağmen, eserlerinde küçümsenemiyecek değerler saklıdır. Bu değerlerin başında, sanata olan sevgi ve saygısından gelen derin bağlılığı gelir. Tabiat ve kendine vergi serin kalplilikle, bayağılığa düşmeden soylu bir şekilde anlatılmıştır. Herkesin çoğunlukla kullandığı ve gelenek haline gelmiş olan bir çeşit teknik onun fırçasında değer kazanarak duyuş ve özlenimlerini anlamlı bir duruma yükselten, kendine özgü bir üslüpla değişik bir anlam almıştır. Eserlerindeki form ve rengin değerlendirilişinde, eşyanın yapısını, özelliklerini bozmadan ve bunlara bir şey de katmadan, oldukları gibi, bütün detaylarıyla işlenmesiyle birlikte bütünün parçalanmamasına önem vermiştir. Formu sağlamak için de ışık ve gölgeden faydalanılmıştır. Renkte ise eşyanın kendi rengine bağlı kalmıştır.
Osman Hamdi Bey'in Tabloları, Tüm Eserleri, Resimleri
Resim Heykel Müzesi: Camiden Çıkış: Rüstem Paşa Camii, Şehzade Camii türbesi içi, Konuşan Hocalar, Ethem Bey’in (Hamdi Bey’in oğlu) çocukluk portresi, Desenler (Bağdat’ta bulunduğu zamanlarda yapılmış 1896), Kayın validesinin portresi, Karısı Naile Hanım'ın portresi, Bir İtalyan Kızı Etüt, Balıkçı İsmail Ağa (Etüt). Tevfik Bey'in portresi (Hamdi Bey'in yeğeni).Yurtdışı Müzerlerde: Halı Satıcısı (Berlin Müzesi), Abıhayat Çeşmesi (Londra Müzesi), Silah Satıcısı (Londra Müzesi), Gezintide Kadınlar, (Boston Müzesi), Okuyan Erkek, (Liverpol Müzesi).Özel Kolleksiyonlar: Haldun Simavi Haremden, hamam kısmıUnion Française: Okuma Celâlettin Paşa: Sultanahmet Camii kapısı önünde kadınlarPera Müzesi: Kaplumbağa Terbiyecisi, İki Müzisyen Kadın, Pempe Başlıklı Kız, Çoban Mustafa Paşa Camisi, Kökenoğlu Rıza Efendi Portresiİhsan İpekçi: Rahatlık Mimar Refik Gökhan: Satıcı, Türbe kapısı önünde kadınlarEthem Eldem: O. Hamdi’nin Kızı Leylâ Hanım’ın portresi, Bağdat, Dicle kıyısı (Suluboya), Eskihisar (Poşat) Cenan Sarç: Nazlı Hanım’ın portresi. (Hamdi Bey’in kızı), Naile Hanım'ın portresi (Hamdi Bey’in karısı), Eskihisar, (Peyzaj), Nimet Hanım’ın portresi, Despinanın portresiİsmet Karadoğan: Tevfika Hanım’ın portresi (Hamdi Bey’m yeğeni), Tevfika Hanım’ın çocukluk portresiAvusturya İmpartorunun Özel Kolleksiyonu: Din adamı.