Sürrealizm Sanat Akımı, Gerçeküstücülük
Sürrealizm Sanat Akımı, Gerçeküstücülük 1920’lerin başında başlayan kültürel bir harekettir ve en iyi görsel sanat eserleri ve yazıları ile tanınır. Amaç “rüya ve gerçeklik arasındaki çelişkili koşulları gidermek oldu. Sanatçılar, fotoğraf hassasiyetle sinir bozucu, mantıksız sahneleri boyalı bilinçsiz kendini ifade için, gündelik nesneler ve gelişmiş boyama teknikleri garip yaratıklar yarattı.
Sürrealist çalışmalar sürpriz olarak, beklenmedik bitişiklikler ve tutarsızlıktadır. Ancak, pek çok sürrealist sanatçı ve yazar eserleri bir objeden önce felsefi hareketin ifadesi olarak görmektedir. André Breton Sürrealizm’i, her şeyden önce, bir devrimci hareket olduğunu onun iddiasını açıkça dile getirmiştir.
Breton’un Sürrealist Manifesto’nun yayımlanmasından sonra, Sürrealistler La Révolution Surréaliste açılış sayısını yayınladı. Dergi sürekli olarak skandalcı ve devrimci oldu.
Gerçeküstücülük I. Dünya Savaşı sırasında Dada faaliyetlerinin dışında gelişmiş ve hareketin en önemli merkezi Paris oldu. 1920’lerden itibaren, hareket sonunda görsel sanatlar, edebiyat, film ve birçok ülkede ve dilde müzik yanı sıra siyasi düşünce ve uygulama, felsefe ve sosyal teori etkileyen, dünya çapında yayıldı.
İtalya’da endüstriyel yaşamın geleceğine inananların ortaya attığı gelecekçiliğin hemen ardından, antik dünyaya olan İtalya özlemini, bugünün görüşü ile gösterme niyetini içeren Metafizik Resim (pittura metafisica) anlayışı onaya çıktı. Chirico ve Carra’ran metafizik resimleri, şaşırtıcı, yani sürpriz durumları, antik heykeller ve makina parçalarını ya nyana getiren kompozisyonlar oldu.
Sürrealizm Sanat Akımı, Gerçeküstücülük, Optik Bakış
Bu resimlerde nesneler ve figürler, biçim olarak çizgisel bir gerçekçilikle saptanıyor ve tamamen optik görüntüye bağlı olan ve bilimsel perspektife göre biçimlenen oylum içine yerleştiriliyordu. Ancak bu optik görüntü mantığına rağmen, resimde ele alınan nesne ve figürlerin birbirleriyle mantıklı bir ilişkisi olmaması, bilhassa dikkate almıyordu. Bu nedenle metafizik resimler, insan üzerinde son derece şaşırtıcı bir etki yapıyordu. Hatta metafizik resimler, şaşırtıcılık bir yana, insanı büyüleyen, onda acayip bir ilgi uyandıran, sanatçının hayal dünyasının zenginliğini vurgulayan ve giderek insan üzerinde şok etkisi yaratan yapıtlar oluyordu. Chagal’in ilk resimlerinin de içinde değerlendirildiği bu akım, giderek Gerçeküstücülük’ün de (sürrealizm) oluşma zeminini hazırlayacaktı.
Bu akımın temsilcileri olan ressamlar, konu olarak insanların bilinmeyen bir evre olan bilinçaltını resimlemeye yöneldiler. Onlar rüyaların, bilinçsiz davranışların bilinçaltı yaşantıya dayandığını ortaya çıkarmak istediler ve bunun için de kontrolsüz içgüdüsel bir biçimlemeye yöneldiler. Bu resimlemede, otomatik yani kendiliğinden (Spontaneit), hiçbir estetik kaygıya kapılmadan yapılan anlatım önem kazanıyordu. Gerçeküstücü akımın programını da gerçekçilerde olduğu gibi gene bir şair olan Andre Breton yazdı. Ancak buna paralel olarak birçok yazar da, bilincin, bilinçaltı baskılara boyun eğdiğini gösteren romanlar kaleme aldılar. Bu akımın temsilcileri de Salvadore Dalı, Yves TanGuy, Man Ray, Joan Miro, Hans Arp ve Max Ernst gibi ressamlar oldular. Viyana’daki Fantastik Gerçekçilik’de aslında gerçeküstü bir görüşe dayanmakta idi. Sürrealizm Sanat Akımı, Gerçeküstücülük.
Sürrealizm Akımının Önde Gelen Ressam, Heykeltraş ve Sanatçıları
Salvador Dali, Max Ernst, Giorgio de Chirico, René Magritte, Marc Chagall, Kay Sage, Carlo Carrà, Yves TanGuy, Man Ray, Joan Miro, Hans Arp